mutsuz olacak ne var
bir torbayı doldurur gibi ağır taşla
gözlerimi dolduran ve akıtmamak için taşıdığım yaşla
her sene aldığım üç beş yaşla ve
her gün dolaştığım çatık iki kaşla
öğrendim haftanın üç günü ekmeğe sürmeyi salça
cüzdanımı kaybettim sandım geçen hafta
kartlarım boş ve borçlu
kaybetmekti içindeki vesikalığı tek korkumsa
mutsuz olacak ne var diyorlar
kalabalık bir metroda kafamı yere eğiyorum ve
yırtık bir sürü ayakkabı görüyorum her hafta
mutsuz olacak ne var diyorlar
anlatsam da anlamayacaklar
o yüzden susuyorum ağzıma gelen her lafta
raylara atlamak için ineceğim bir metronun
intihar eden biri yüzünden kapandığını gördüğümde
bakıp göğe dedim bana bunu yapma
mutsuz olacak ne var diyorlar bana
tiner çekiyor su satan çocuklar ışıklarda
hiç ışık yok diyorum ışık buysa
biliyorum karamsarım bazı durumlarda
görmedimse karanlıktan başka
mutsuz olacak ne var diyorlar
hep el arabasıyla indiğim taksim otoparkı yokuşunda
rastladım 68 yaşında bir amcaya
meyve sattığı arabasına bir el attım çıkarmak için yokuşa
yetmiyor diyor emekli ve yaşlılık maaşı
ancak girince oluruz emekli mezara
gördüğüm her şeyde ölmek istiyorum kazara
en uzak şeyiz yaşamaya
girdim çerçeveci cemil abiye açtı bize iki bira
hayat bu kadar dedi emir çok kurcalama
herkes aynı şeyi söylüyor ve her şey koca bir bocalama
al dedi şu çerçeveyi asarsın duvara
artık tabloları kaldırdım bakıyorum dumana
mutsuz olacak ne var diyorlar daha gençsin
tek istediğim başımdan herkes bir siktirsin gitsin
her şey geçsin.