şiirlerim ve fotoğraflarım para etseydi Türkan teyzenin elektrik faturasını ödeyecektim
sen bilmece çözmeyi seviyorsun diyerek
bilmeceler gönderiyorlar bana
cevap aradığım onca soru geçmişken bini
kendim sorup kendim cevap veremediğim onca soru varken daha
aynada hiç tanımadığım biri
şimdi cevap bulamadığım her kutucuğa
nasıl olacak yazıyorum
bunca soru
bunca cevap
bunca cevapsızlık
nasıl olacak
fırlatılmışım dünyaya ve ağlayamamışım
bilmem gözlerim nasıl dolacak
uyanmışım rüya diye bir kabusa
geri uyuyamamışım
bilmem gözlerime nasıl uyku konacak
yolda karşılaştım aşağı mahalleden
Türkan teyze dedi bu halimiz ne olacak
çıkıyordu yokuşu koştur koştur dolapdere’den
elinde bir ufak tüp hiç sendelemeden
faturayı ödeyememişler ve kesmişler elektriği
bir eli dizini döverken dedi nasıl yanacak ocak
bunu duyunca mevsim mayısken oldum yine aylardan ocak
nedir yaşamımın anlamı aradım köşe bucak
hayatta kalmak için istiyorlar suça bulaş
her şey normalmiş gibi davranmamı istiyorlar ama onca savaş
dünya rengarenkmiş ve dönermiş yavaş
koyarız yine altı zeytin, bir kap ve lavaş
ben olmuşum siyahtan başkasını görmeyen bir renk körü
dünya rengarenkmiş güya
karanlığı taşırım gözlerimde bir günah
uyanmak istiyorum hiç uyuyamazken artık
ve demek rüya.